TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) ve İMO Çanakkale Şubesi, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 26. yılında yayımladığı açıklamada, “Depremler değil ihmal öldürüyor” diyerek Türkiye’nin depreme hazırlık sürecinde kaybedilen yıllara dikkat çekti. Açıklamada, riskli yapı stoku, eksik envanter, yavaş ilerleyen kentsel dönüşüm ve 6 Şubat 2023 depremleri sonrası verilen sözlerin tutulmaması eleştirildi.
İMO, 23 Nisan 2025’te Silivri açıklarında meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremin İstanbul’un hazırlık düzeyi konusunda soru işaretlerini büyüttüğünü belirtti. Depremin nerede ve ne zaman olacağının tartışılmasına odaklanmanın yanlış olduğuna vurgu yapılarak, “Asıl mesele kentlerin ve yapıların güvenli hale getirilmesidir” denildi.
Oda, resmi rapor ve açıklamalara atıfla yaklaşık 6 milyon yapının riskli sayıldığını, bunun toplam yapı stoku içinde “yüzde 60’lara” karşılık geldiğinin ileri sürüldüğünü belirtti. Ancak bu tespitin tahmini olduğuna, riskli yapıların hangileri olduğuna dair tam bir envanterin bulunmadığına dikkat çekildi.
“UDSEP hedefleri yerine getirilseydi tablo farklı olabilirdi”
2011’de hazırlanan ve 2023’e kadar ülkeyi depremlere hazır hale getirmeyi hedefleyen Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı’nın (UDSEP) önemli adımlarının hayata geçirilemediği savunuldu. Açıklamada, yapı stoku envanterinin 2017’de tamamlanmış olması halinde 6 Şubat 2023’te 11 ilde yıkılan ve ağır hasar alan 240 bini aşkın binanın önceden tespit edilebileceği görüşü dile getirildi.
Kentsel dönüşüm: “Yüzde 4’te kaldı, rant odaklı ilerliyor”
İMO’ya göre 2012’den bu yana tespit edilen riskli yapılardan yalnızca yaklaşık 238 bininin dönüşümü tamamlandı; bu da yaklaşık yüzde 4’e denk geliyor. Dönüşümün “rant değeri yüksek bölgelerde yoğunlaştığı”, riskli alanlarda ise yeterli adım atılmadığı iddia edildi.
Açıklamada, 1999 sonrası kalıcı hale getirilen Özel İletişim Vergisi kapsamında 2025 başına kadar 40,2 milyar dolar toplandığı, buna karşın 2012–2024 döneminde kentsel dönüşüme merkezi bütçeden 480 milyar TL harcandığı hatırlatıldı.
6 Şubat’ın 30. ayı: Verilen sözler ve bugünkü durum
Resmi rakamlara göre 50 bini aşkın can kaybı, yaklaşık 40 bin yıkık ve 200 binden fazla ağır hasarlı bina bulunduğu anımsatıldı; ekonomik kaybın 100 milyar doların üzerinde olduğu kaydedildi. Depremzedelere vaat edilen 650 bin konuttan bugüne kadar 250 bin 636 bağımsız bölümün (206.097 konut, 4.838 iş yeri, 39.701 köy evi) teslim edildiği, bunun toplam vaadin yaklaşık yüzde 32’si olduğuna dikkat çekildi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yıl sonuna kadar 453 bin bağımsız bölüm teslim edileceği yönündeki beyanına atıf yapılarak, “650 bin hedefinden vaz mı geçildi?” sorusu yöneltildi.
Eğitim altyapısında ise depremin ardından planlanan 1.241 eğitim binası / 19.784 dersliğin yalnızca 524 okul / 7.497 dersliğinin tamamlandığı aktarıldı.
“Bilim ve kamusal denetim esas alınmalı”
İMO, siyasal iradeyi, yerel yönetimleri ve ilgili kurumları bilimsel ilkelere dayalı planlama, kamusal denetimin güçlendirilmesi ve meslek odalarının sürece dâhil edilmesi çağrısıyla göreve davet etti. Açıklamada, “Depremler kaçınılmaz; afetler önlenebilir. Toplumun yaşam hakkı rant ve çıkar hesaplarına kurban edilemez” ifadeleri kullanıldı.
Kaynak: haber merkezi