AK Parti Ankara İl Teşkilatı’nın iftarına katılan ve partililere hitaben konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, partililerden tevazu sahibi olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Ankara’nın sahip olduğu misyonun çok büyük olduğunun altını çizen Erdoğan, kentsel değişim ve dönüşüm projeleri ile Ankara’ya gereken yatırımların yapılmaya devam edeceğini söyledi.
“Bu şehir tabiatı ve tarihi ile görkemli olmayabilir ama sahip olduğu misyon ile gerçekten büyüktür”
Ankaralı olmanın, Ankara’da görev yapmanın, Ankara’da yaşamanın ülkenin yükünü sırtlanmak anlamına geldiğini söyleyen Erdoğan, “Hatta daha da ötesine geçerek söylüyorum, ülkemiz ile birlikte bölgemizdeki ve dünyadaki tüm mazlumların, mağdurların, tüm kardeşlerimizin sorumluluğunu üstlenmek demektir. Çünkü Ankara Türkiye Cumhuriyetinin Başkentidir. Bu şehir tabiatı ve tarihi ile görkemli olmayabilir ama sahip olduğu misyon ile gerçekten büyüktür, hem de çok büyüktür. Anadolu’nun ortasından yükselen umut ve cesaret ışığının dalgaları önce 81 vilayeti i ile ülkemize, ardından bölgemize ve en nihayet dünyanın tamamına ulaşmaktadır. Bu ışık öyle bir anda yükselmiş değildir. Arkasında şehitlerimizin kanı, gazilerimizin fedakarlığı, siyasetçisinden bürokratına, işçisinden memuruna, çiftçisinden esnafına koskoca bir milletin emeği, alın teri vardır. Ankara her zaman umut kapısı da değildir. Hasta bebeklerine doktor ilaç bulabilmek için Zap suyunu geçmeye çalışan bir anne babanın hikayesini anlatan şiir bunun en çarpıcı örneğidir. O şiir şair şöyle diyor, ‘Şavata’dan Ankara’ya ses gitmiyor, biz gitmeye kuvvetimiz hiç yetmiyor, malımız yok, yolumuz yok. Ankara’ya ses verecek dilimiz yok. Kanadımız, kolumuz yok. Bu ne biçim memlekettir.’ Bir zamanlar Ankara’ya işte böyle sitemler edilirdi. Hatta Aşık Veysel gibi pek çok vatandaşımız kılık kıyafetinden dolayı Ankara’nın Ulus ve Kızılay gibi merkezi semtlerine alınmazdı. Merhum Karakoç’un bir isyanlı sükut şiiri vardır ki, milletimizin gönül dünyasındaki devlet, dolayısıyla Ankara imajını çok veciz bir şekilde ifade ediyor, ‘gitmişti makama arzuhal için, bey dedi yutkundu, eğdi başını. Bir azar yedi ki oldu o biçim. Şey dedi yutkundu eğdi başını. Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı, gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı. Bir baktı konağa alttan yukarı, vay dedi, yutkundu, eğdi başını’ Neler çekmiş bu millet. Türkiye, devlet-millet ilişkilerinde faturanın da hep Ankara’ya kesildiği işte böyle sıkıntılı dönemler geçirmiştir” dişe konuştu.
Kaynak: İHA