Sağlık Bakanlığı, 28 Temmuz Dünya Hepatit Günü dolayısıyla bir bildiri yayınladı. Bildiride, "Ciddi bir halk sağlığı problemi olarak dünyada önemini korumakta olan hepatite dikkat çekmek amacıyla 28 Temmuz 2016 tarihindeki ’Dünya Hepatit Günü’nün bu yılki teması, Dünya Sağlık Örgütü tarafından ’Hepatiti bilin; şimdi harekete geçin’ olarak belirlenmiştir. Hepatit, en basit anlamıyla karaciğerin iltihabıdır ve pek çok nedene bağlı olarak oluşabilir. Bu nedenlerin başında viral enfeksiyonlar gelmektedir. Viral hepatitlere sebep olan farklı hepatit virüs tipleri (A, B, C, D ve E) bulunmaktadır. Bunlardan hepatit B, C ve D kronik karaciğer hastalıklarına yol açmaktadır. Dünyada yılda 1,4 milyon insanın bu virüs tiplerine bağlı hastalıklardan öldüğü tahmin edilmektedir" denildi.
Hepatit A’nın hastalık etkeni taşıyan su ve besinlerle salgınlara yol açabilen, kötü hijyenik koşullardan dolayı kolaylıkla bulaşabilen bir hastalık olduğu kaydedilen bildiride, "Çocukluk çağlarında hafif belirtilerle geçirilen hepatit A enfeksiyonu, ileri yaşlarda daha ağır seyretmekte ve şiddetli karaciğer hastalığı ile ölümlere yol açabilmektedir. Ülkemizde hijyen kurallarına ve temizlik koşullarına uyum, temiz su kaynaklarına ulaşımın artışı ve sosyoekonomik koşullarla ilgili diğer göstergelerin iyileşmesi ve 2012 yılı sonu itibariyle başlayan hepatit A aşı uygulamaları sonucunda 2012 yılında 3 bin 624 olan vaka sayısı 2015 yılında 707’ye ve 2012 yılında yüz binde 4,8 olan hastalık görülme sıklığı da 2015 yılında yüz binde 0,9’a düşmüştür. Halen ülkemizde çocuklara 18. ve 24. ayda, risk grubundaki kişilere de en az 6 ay ara ile 2 doz halinde sağlık kuruluşlarımızda ücretsiz olarak hepatit A aşısı yapılmaktadır" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, hepatit B ve hepatit C’nin uzun vadede kronik karaciğer hastalığı, siroz veya karaciğer kanserine yol açabileceği için ayrıca bir öneme sahip olduğu belirtilerek, dünyada yaklaşık 2 milyar (her 3 kişiden biri) kişinin HBV ile 185 milyondan fazla kişinin ise HCV ile enfekte olduğunun tahmin edildiği bildirildi.
HEPATİT B VE HEPATİT C NASIL BULAŞIR?
Yayınlanan bildiride hepatit B ve hepatit C’nin nasıl bulaştığı ile ilgili şu bilgiler verildi:
"Kontrol edilmemiş kan ve kan ürünlerinin nakilleriyle, sterilize edilmemiş cerrahi malzemelerin kullanıldığı tıbbi ya da diş müdahaleleriyle, kullanılmış enjektör kullanımıyla, ortak tıraş bıçağı, diş fırçası gibi eşyaların kullanımıyla, sterilize edilmemiş araçlarla dövme, akupunktur ya da vücut takılarının uygulanmasıyla, hepatit B ve C taşıyıcılarının aile içi temasıyla, anneden bebeğe doğumda ve sonrasında, güvenli olmayan cinsel ilişkiyle bulaşır. Hepatit B virüsünden korunmanın en etkili yolu aşılanmaktır. Hepatit B aşısı güvenli ve etkili bir aşıdır. Ülkemizde hepatit B aşısı bebeklere ilk doz doğumda olmak üzere 1 ve 6 aylıkken ve risk grubunda olan kişilere de 0, 1 ve 6 ay şeklinde 3 doz ücretsiz olarak sağlık kuruluşlarımızda uygulanmaktadır. Hepatit C virüsüne karşı aşı henüz bulunmamaktadır, ancak tedavisi mevcuttur. Aşı dışında bulaş yoluna ilişkin koruma önlemleri ön plandadır."
Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Ülkemizde, Genişletilmiş Bağışıklama Programı içinde yer alan Hepatit B Kontrol Programı kapsamında 1998 yılında hepatit B aşısı rutin aşı takvimine eklenmiştir. 2005-2008 yılları arasında ise okullarda destek aşılamaları yapılmıştır. 1990 yılında 5 yaş altı 370 vakamız varken, 2015 yılı itibariyle bu sayı 20’ye düşmüştür. Ayrıca 5 yaş altı çocuklarda akut hepatit B hastalığı sıklığı 1990 yılında yüz binde 6,2 iken, 2015 yılında yüz binde 0,3 olarak gerçekleşmiştir. Genişletilmiş Bağışıklama Programında yer alan, 5 yaş altı çocuklarda akut hepatit B hastalığı sıklığı, en az yüz binde 1’in altına düşürülmesi hedefine ise 2009 yılında ulaşılmıştır ve bu oranda devam etmektedir" denildi.
HEPATİT E ERİŞKİNLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜR
Hepatit D virüsünün hepatit B virüs (HBV) enfeksiyonu olan kişilerde hastalığa yol açtığının vurgulandığı açıklamada şunlar kaydedildi:
"HBV’nin yokluğunda enfeksiyon yapamaz. Fakat hafif seyreden HBV enfeksiyonunu daha ağır ve hızlı seyreden bir hastalığa dönüştürebilir. HDV kan ve kan ürünleri temasıyla, kas içi veya damar içi enjeksiyonlarla, deri ve mukoza yoluyla ve cinsel yolla bulaşabilir. Hepatit E virüsü (HEV) fekal-oral (dışkı ile temas) yol ile bulaşır, vahşi ve evcil hayvanlarda bulunur ve akut enfeksiyona yol açar. Erişkinlerde çocuklardan daha sık görülür. Gebelikte geçirildiğinde hepatit E hastalığı daha ciddi seyreder. Özellikle gebelerde son 3 aylık dönemde düşük, erken doğum, ciddi karaciğer yetmezliği ile ölüm riskinin artmasına sebep olabilir. Hepatit E virüsünün spesifik bir tedavisi ve aşısı yoktur."


Kaynak: İHA