Dr. Ümit Hardal, "Estetik denildiğinde akla ilk gelen tanımlardan biri güzelliktir. Ve güzellik kavramı, eski çağlarda olduğu gibi günümüzde de halen tartışılan bir konu olma özelliğini koruyor. Öyle ki estetik, güzellik ve çekicilik gibi tanımlar ülkelere, yaşanılan coğrafyaya ve kültürlere göre değişkenlik gösteriyor. Ama tüm bu farklılıklara rağmen genel anlamda kabul görmesi gereken asıl durum; sadece güzel görünmek değil, sağlıklı bir beden işleyişine de sahip olmaktır" dedi.
Kadın-erkek birçok kişinin genel olarak vücudunda hoşnut olmadığı bölgenin burun olduğunu ifade eden Dr. Hardal, "Çünkü ülkemizdeki coğrafi çeşitlilikler sebebiyle çoğu bireyde karakteristik burun örnekleri gözlemlenir. Bu durum da kişileri sosyal ve ruhsal açıdan rahatsız edebilir. Tabi her birey için bunu söylemek doğru değil. Karakteristik burnun kendilerine ayrı bir hava kattığını düşünen insanların sayısı da oldukça fazladır. Burun estetiğine karar verme aşaması çeşitlilik gösterebilir. Bazı hastalar burunlarındaki fonksiyonel problemlerin (nefes alma zorluğu, burun eti büyümesi, burun eğriliği vb.) giderilmesi için cerrahi müdahale düşünürken, bazıları da estetik kaygılarıyla baş edemedikleri için doktora başvurur. Bunların yanı sıra hastanın yaşamını etkileyecek travmatik (kaza, darbe gibi) bir durum ya da doğuştan gelen bir deformasyon söz konusuysa da estetik operasyon gerekebilir. Burun ameliyatı basite indirgenecek bir durum olmadığından hastanın gerçekte ne sebeple estetik müdahaleye karar verdiği iyi analiz edilmelidir. Ayrıca operasyon hakkında detaylı bilgiler hastayla mutlaka paylaşılmalıdır" diye konuştu.

"Toplumda küçük burun güzel gözükmenin kuralıymış gibi görülüyor"
İnsanların hem iş hem de sosyal yaşamlarında kendilerini mutlu ve iyi hissetmesinin en başta sağlıklı olmasıyla gelişen bir durum olduğunu kaydeden Dr. Hardal, "Bir kişinin yaşadığı toplumda özgüvene sahip olması ve kendini sevmesi pek tabi fiziksel görüntüyle paralel ilerleyen bir süreçtir. Estetik cerrahi de; hastaların fiziksel ve psikolojik açıdan kendilerini tamamlamalarını ve bunların yanı sıra fonksiyonel olarak da sağlıklı bir konumda olmalarını amaçlar. Ne yazık ki toplumumuzda küçük ve kalkık bir burun, güzel görünmenin tek kuralıymış gibi görülüyor. Ve buna bağlı olarak da güzel görüntünün sağlıklı olmanın tanımı olduğu savunuluyor. Oysaki bu yanlış kanı yüzünden birçok hasta burunlarında telafisi olmayan sorunlara sebep olabiliyor. Kısaca, güzel olmanın sağlıklı olmakla eşdeğer olduğunu düşünmek yanlış kararlar verilmesine yol açabilir" ifadelerini kullandı.
Burnun yapısal ve fonksiyonel problemleri kadın ve erkekte anatomik olarak birbirinden farklılıklar gösterdiğine dikkat çeken Dr. Hardal, "Bu nedenle burun estetiğinde kusurlar düzeltilirken kadın ve erkek hastanın kendine özgü açılarının hem içeriden hem de dışarıdan korunması şarttır. Aksi durumda hasta rahat nefes alamaz veya burnun yapısal şeklinde deformasyonlar oluşabilir. Bu durum da hastanın kendini kötü hissetmesine ve revizyon ameliyatı gereksinimine yol açabilir. Burunda sadece gereken bölgeye müdahale ediliyorsa, burnun yapısal formu zarar görmüyorsa, fonksiyonel açıdan destekleniyorsa, doğal görünüyorsa ve hastanın nefes alımı kolaylaştırılıyorsa ancak o zaman başarılı bir rinoplasti ameliyatından bahsedilebilir. Estetik burun ameliyatlarında hedef ne olursa olsun hastanın sağlıklı nefes alıp vermesinin ön koşul olduğu unutulmamalıdır" açıklamalarında bulundu.


Kaynak: Haber Merkezi