Türkiye, ABD Merkez Bankası başta olmak üzere son beş yılda gelişmiş ülkelerin uyguladığı sıkı para politikasından, en fazla etkilenen ülkelerden oldu. Bu süreçte 15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere terör olayları, döviz saldırıları ve birçok seçim atlatan Türkiye'de, birçok makroekonomik gösterge bozuldu. Dolar, faiz, enflasyon, işsizlik yükselirken; büyüme ciddi ivme kaybetti. Bugün gelinen noktada ise ekonomide yeniden dengelenme süreci devam ederken, “en kötünün geride kaldığına” dair işaretler de güçlenmiş durumda. Özellikle küresel ekonomide beklenen yavaşlama sinyalleri üzerine FED ve Avrupa Merkez Bankasının faiz indirimi ve parasal gevşeme programına gireceklerini açıklaması “çok hırpalanan” ve dış kaynağa ihtiyaç duyan Türkiye'ye hissedilir derecede yarayacak.

DOLAR-FAİZ DÜŞER
Küresel likiditenin bollaşmasıyla birlikte getiri arayışına girecek olan fonlar, ilk etapta yüksek faiz veren gelişen ekonomilere yönelecek. Bunlar arasında Türkiye de bulunuyor. Önümüzdeki bir yıllık sürede yaklaşık 177 milyar dolar tutarında dış yükümlülüğün vadesi geliyor. Yabancı fonların gelmesiyle birlikte, hem döviz hem faiz gerileyecek. Böylece söz konusu borçların yenilenmesi daha kolay ve ucuz maliyetli olacak.

ENFLASYON GERİLER
Parasal genişleme sürecinde zayıf seyredecek faiz oranları ve döviz kurları, enflasyon üzerindeki maliyet baskısını da hafifletecek. Türkiye özelinde zaten baz etkisi kaynaklı düşük enf-lasyon rakamlarının açıklanacağı bir döneme giriyoruz. Böylece yıl sonuna kadar enflasyonun, yüzde 15'in altında gerilemesi mümkün olacak.

CARİ FAZLA DÖNEMİ
Son dönemde yüksek seyreden döviz kurlarının belki de olumlu yansıması, cari açıkta kendini gösterdi. İthalattaki gerilemeye bağlı olarak nisan ayında cari açık 1,3 milyar dolar, yıllıkta ise 8,6 milyar
dolar olarak gerçekleşti. Önümüzdeki süreçte bu açığın da kapanması ve “cari fazla” dönemine geçilmesi bekleniyor.

TURİZM PARLIYOR
Döviz girişi, istihdam ve perakende cirolar başta olmak üzere birçok alanda faydası görülen turizm sektörü de altın çağını yaşanıyor. Bu yıl 50 milyon turist ve 50 milyar dolar gelir bekleniyor. Böylece mevsimsel anlamda işsizliğin azalması ve ülkeye gelen döviz sebebiyle kur üzerindeki baskının hafiflemesi öngörülüyor.

YENİDEN BÜYÜME
Enflasyon, döviz, faiz ve cari açıkta yaşanacak düzelmenin ardından, tüketici güveni de hızlıca yükselecek. Böylece birçok alanda ertelenen alımlar yavaş yavaş hayata geçecek. Sektörlerde çarklar dönmeye, iç piyasa canlanmaya ve özellikle sonbahardan itibaren yeniden sağlıklı büyüme patikasına girilmesi gerçekleşecek.

İKİ KRİTİK SORU: SEÇİM VE S-400
Türkiye'nin geleceği açısından ekonomik tablo gayet olumlu gözüküyor. Ancak jeopolitik ve iç siyasi gelişmeler, piyasalar üzerinde baskı oluşturuyor. Bunlardan birisi olan İstanbul seçimleri yarın yapılacak. Sonuçların ardından yeniden belirsizlik dönemi yaşanmazsa, piyasa diğer konuya odaklanacak. O da S-400 füzeleriyle ilgili yaşanan süreç... ABD'nin Türkiye'ye bir takım yaptırımlara hazırlandığı belirtiliyor. Ancak bunların tam olarak ne olduğu bilinmiyor. Türkiye ise alımın bittiğini ve teslimatın yaklaştığını açıkladı. İki ülke liderlerinin arasında yakın zamanda gerçekleşmesi beklenen görüşme, düğümü çözecek.


Kaynak: İHA